DİĞER
“İskandinav polisiyesi fiyortların ötesindeki bir balıkçı teknesinde, keyifli ve capcanlı bir şekilde oltaları atmış, yeni arkadaşlıkları mı bekliyor? Yoksa kilitli bir kapının ardında, dilini yutmuş halde ölü mü yatıyor? Eğer ikincisiyse, İskandinav polisiyesini kim öldürdü? Gelin şüphelileri duvara dizelim: Kâr peşinde koşan yayıncılar, rahatlık peşindeki okuyucular, alaycı yazarlar, kurnaz televizyon yapımcıları...”
“Uyku evrenseldir. Sadece bizim türümüz değil, sinekler, arılar, hamamböcekleri, en küçüğünden en büyüğüne tüm balıklar ve omurgasız hayvanlarla çok ilkel kurtçuklar bile uyku döngüsüne girer. Hatta bakteriler bile uykunun aydınlık karanlık safhalarını deneyimler. Belki de Walker’ın dediği gibi, uyku bu gezegendeki ilk yaşama haliydi ve uyanıklık ondan doğmuştu.”
“26 Ocak 2023 tarihli Mesut Varlık yazısını okuduğumda, aslında nasıl da önyargılarımızın kurbanı olabileceğimizi fark ettim. Çünkü yazıda birtakım tuhaflıklar, beni rahatsız eden, kelimelerle tarif edemeyeceğim bir şeyler vardı, neydi bunlar? Fark edemedikçe yazıyı tekrar okudum, okudukça, hislerimde haklı olduğuma daha çok ikna oldum...”
“Tamiri Mümkün konser filmine protez hafızalar bakış açısıyla yaklaştığımızda, filmin farklı yerlerde yaşayan, konsere ilişkin farklı deneyimleri olan insanlar arasında dijital teknolojiyle kolektif bir geçmiş yarattığını hissederiz. Bu kolektif geçmişin uzun zamandır içinden geçtiğimiz dar zamanlarda terapötik bir yanı da vardır elbette.”
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Nesiller boyunca Kafka’dan esinlenerek yaratılan birçok eser oldu ve olmaya devam edecek. Kafka’nın eserlerinden ilham alınarak yaratılan tüm sanat eserlerinde ortak olan güçlü duygu yazın terminolojisine 'Kafkaesk' olarak geçer. Bu basit bir sıfat değildir, sinsi bir korkuyu ve Kafka’nın savaşını yüklenir.”
“Dönüş bana ‘80’leri getirdi; bu tarihi ondan öncekilerle birlikte getirdi; 'dönüş' kelimesindeki ironiyi, yıllar ve yıllar içinde, her politik kuşağın ağına takılan sürgün, adalet, göç, kayıp, aile, parçalanma, direniş kelimelerinin etrafında ha bire nafile dönüp duruyormuşuz duygusunu getirdi.”
“Proust çok zeki, müthiş engin, gayet keyifli bir yazar. Anlatısının pek eğlendirici olmasına karşın, ne hikmetse hakkında yazılanların çoğu fena halde sıkıcı. Prendergast’ın kitabı ise insanın içini açıyor. Şevkle ve zevkle yazılmış. Lezzetli ve merak tahrik edici bir kitap...”
"Tiyatro sanatçılarının sahnede oynadıkları müddetçe var oldukları düşünülürse eğer, oyuncuların bireysel tarihine odaklanan bir tarih yazımı, tiyatro tarihi söz konusu olduğunda daha da büyük bir önem kazanıyor."
“Alt tabaka diye bir şey yok. Lezbiyenler, translar, boşluğu neyle doldurursanız işte, yok. Sadece insanlar var, karmakarışık bir enerji bütünüyüz, farklı kabiliyetlerimiz var, siyahın en koyu tonundan beyazın en açık tonuna her renkteyiz.”
“Alabuga’da Ölmek’in Marina’sının bir yanıyla tepeden tırnağa gerçek, bir yanıyla da bir roman kahramanı olduğunu unutmadan romanı düşünmek gerek. Duygusal coşkusu yüksek bu metin, okuruna yeryüzünden trajedisiyle geçmiş bir şairi döneminin koşulları içinde anlatırken, ona yaklaşma biçimi, dili, anlatımı, üslubuyla yazarını da örtük biçimde romana dahil eder.”
"Samimi ve içini döken romanlar feminenlikle ilişkilendirilirken, büyük, devasa, karmaşık olay örgülü romanların maskülenlikle ilişkilendirilmesi, hiçbir işe yaramayan bir önyargının hayatta kalmasını sağlıyor ve sonuç olarak erkekleri ve kadınları belirli konular hakkında yazmaya mahkûm kılıyor..."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.